“Toprak Ana”, geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden, Kırgız Edebiyatının dünyaca önemli ismi Cengiz Aytmatov’un en önemli eserlerinden biridir. Ufuk Kitapları tarafından yayımlanan eser 127 sayfadan oluşuyor. Kitapta, İkinci Dünya Savaşının küçük bir Kırgız köyüne etkileri anlatılıyor. Kitabın ana konusunu, savaş sırasında kocasını, üç oğlunu ve gelinini kaybeden bir kadının yaşam mücadelesi oluşturuyor.
Genç bir köylü kızı olan Tolunay, köyün gençlerinden Savankul’a aşık olur ve Tolunay ile Savankul evlenirler. Genç çiftin hayatta tek idealleri kendilerine ait bir toprağa sahip olmaktır.
Tolunay ve Savankul’un bu evliliğinden üç erkek çocuk dünyaya gelir. Çocuklar artık büyümüştür. O günlerde Savankul köye bir traktör getirir. Bu traktörün köye ilk girişidir. Artık toprağı işlemek çok kolaylaşmıştır. Çocukların en büyüğü olan Kasım, babası Savankul gibi biçerdövercilik yapmaya başlar. Ortanca çocuk Muslubeg ise çiftliğin komsomolunda sekreter olarak çalışmaktadır. Çocukların en küçüğü olan Caynak şehirde eğitimine devam etmektedir ve amacı öğretmen olmaktır.
Büyük kardeş Kasım Aliman isminde güzel bir kızla evlenir. Tolunay ve Savankul, hayatlarından ve çocuklarından çok memnundurlar. Günler ve aylar bu şekilde akıp giderken savaş başladığı haberi öğrenilir. Bu nedenle bütün köylerden genç erkekler orduya çağrılmaktadır. Tolunay Ana’nın oğlu Kasım da askere çağırılır. Kasım’ın ardından Savankul ve Muslubeg de askere alınmışlardır. Ailenin mutlu hayatı bir anda değişmiştir. Kasım, Savankul ve Muslubeg’in askere gitmesinin ardından evde sadece Tolunay Ana, gelini Aliman ve küçük oğlu Caynak kalmıştır.
Savaş devam ederken Caynak da anasından habersiz askere gider. Savaşın getirdiği açlık ve sefalet tüm acısıyla hissedilmektedir ve köylülerin artık dayanma gücü kalmamıştır. Tolunay ve Aliman tüm zorluklara rağmen toprağı işlemeye devam ederler. Bir gün acı bir haber gelir, Savankul ve Kasım savaşta şehit düşmüşlerdir. Tolunay Ana ve Aliman bu haberle yıkılırlar. Fakat kötü haberler bununla sınırlı değildir. Baba-oğulun ölümünün ardından Caynak’ın da savaşta kaybolduğu haberi gelir. Tolunay Ana kendisinden çok gelini Aliman için üzülmektedir. Kendisini çok yalnız hisseden Aliman, köylerine yeni gelen bir çoban ile bir ilişki yaşar ve hamile kalır.
Tüm yaşananlara rağmen Tolunay Ana gelinine sahip çıkar. Aliman ise yaptıklarından çok pişmandır. Bir gece Tolunay Ana, Aliman’ın doğum yapmak üzere olduğunu görür, fakat doğum çok zor geçmektedir. Tolunay Ana doğumda zorlanan Aliman’ı kasabaya götürmeye çalışır. Ancak çocuk doğar ama Aliman hayatını kaybeder. Tolunay Ana’nın artık hayatta Aliman’ın çocuğundan başka kimsesi kalmamıştır.