Sustuk - En Geniş Kapsamlı Forum Sitesi | 2011'den ∞'a
Sen de Sustuk Ailesine Katılmak ve İçeriklerden Faydalanmak İstiyorsan Kayıt Ol Dinimizde Kâr Haddi. 693767
Sustuk - En Geniş Kapsamlı Forum Sitesi | 2011'den ∞'a
Sen de Sustuk Ailesine Katılmak ve İçeriklerden Faydalanmak İstiyorsan Kayıt Ol Dinimizde Kâr Haddi. 693767
Sustuk - En Geniş Kapsamlı Forum Sitesi | 2011'den ∞'a
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Sustuk - En Geniş Kapsamlı Forum Sitesi | 2011'den ∞'a

Sustuk - En Geniş Kapsamlı Forum Sitesi | 2011'den ∞'a Hoşgeldiniz,

 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yapDinimizde Kâr Haddi. 4625
Sustuk'ça Sizlerle Büyümeye Hazır =)
Dost Sitemiz İsmail YK TV Adresine Tüm Sustuk'çuları Bekleriz ...

 

 Dinimizde Kâr Haddi.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
* Emine-YK *
Admin
Admin
* Emine-YK *


Kadın Mesaj Sayısı : 1477
Yaş : 29
Nerden : [[[(!!CeWaTPa$a''DaN!!)]]]
İş/Hobiler : YAPTIĞIM HERŞEY İŞİM....İÇİMDEN GELEN HERŞEY HOBİM...
Lakap : ---(((!!!SeNcE!!!)))---
Ruh Haliniz : Dinimizde Kâr Haddi. Canliau7
Takımı : Dinimizde Kâr Haddi. Fenerb111hw1
Kayıt tarihi : 17/06/08

Dinimizde Kâr Haddi. Empty
MesajKonu: Dinimizde Kâr Haddi.   Dinimizde Kâr Haddi. EmptySalı Tem. 01, 2008 5:26 pm

Suâl: Dinimizde kâr haddi var mıdır?

Cevap: Dinimizde kâr haddi yoktur. Fakat ihtikâr ve fâhiş fiyat
yasaklanmıştır. Enes bin Mâlik hazretleri anlatır: Medîne'de pahalılık
oldu. Fiyatlar yükseldiği için kâr haddi koyması istenildiğinde,
Peygamber efendimiz, (Fiyatları koyan Allahü teâlâdır. Rızkı
genişleten, daraltan, gönderen yalnız O'dur. Ben Allahü teâlâdan
bereket isterim) buyurdu. Esnâfın hepsinin fiyatları fâhiş olarak,
ya'nî maloluş fiyatının iki misline artırdığı, millete zarar ve zulüm
hâline geldiği zaman, Belediyenin ilgililerle istişâre ederek uygun bir
narh, kâr haddi koyması câiz olur. (R. Muhtâr)



Satılan şeyin ayıbını, kusûrunu gizliyerek aldatmak harâm olduğu gibi,
alınan malın kıymetini gizliyerek aldatmak da fâiz olur. Meselâ, bir
kimse, sattığı malın kıymetini bilmiyor. On milyonluk malı, beş milyona
satıyor. Ona (Bu mal, her yerde 4 milyon eder) diyerek kandırmak
harâmdır. İnsanlar, İslâm ahlâkına uyarsa, ne kandıran, ne kandırılan
olur. Mallara narh koymaya lüzûm kalmaz. Arz ve talebe göre, mallar
kıymetlenir veya ucuzlar.



Piyasayı bilmemek



Peygamber efendimiz, (Müslümanların, Şehre mal getiren köylüleri
karşılayıp piyasa fiyatını gizliyerek, ucuz satın almalarını)
yasakladı. Köylü böyle bir satıştan vazgeçebilir. Piyasayı bilmiyenlere
yüksek fiyatla mal satmak da harâmdır. Hattâ, acemî olup, ucuz satan
veya pahalı alan ile alış veriş etmemelidir. Bunlarla alış veriş
yaparken piyasadaki fiyatı gizlemek günâhtır.



Basra'da büyük bir tüccâr vardı. İran'da bulunan adamlarından biri,
buna mektûp yazarak, bu sene şeker kamışının verimli olmadığını, kimse
duymadan, çok şeker almasını bildirdi. Tüccâr da, çok şeker satın alıp,
şeker piyasadan çekilince, pahalı satarak, otuz bin dirhem kâr etti.
Sonra, düşünüp (Şeker kamışlarına âfet geldiğini müslümanlardan
saklamakla, onlara hıyânet ettim, bu nasıl müslümanlıktır?) diye, otuz
bin dirhemi, şekerlerini almış olduğu kimselere götürdü. Yaptığı yanlış
işi anlattı. Hatâsına pişmân olup dürüstlük göstermesinden dolayı,
hiçbiri verdiği parayı almayıp, (Sana helâl olsun) dediler. Akşam
evinde düşündü ki, belki utanarak almamışlardır. (Din kardeşlerime
hıyânet ettim) diyerek, ertesi gün tekrar götürdü. Her birine
yalvararak otuz bin dirhem gümüşü taksîm etti.



Müşterîye doğru söylemeli, hîle etmemelidir. Malda bir ârıza oldu ise,
haber vermelidir. Ucuz aldığı bir malın fiyatı yükselip pahalı satıyor
ise, aldığı fiyatı söylemelidir. Aldatarak satmak, hıyânet ve
dolandırıcılık olur. Böyle hıyâneti bilmiyerek yapan çoktur. Hıyânet
yapmaktan kurtulmak için, herkes, kendine yapılmasını istemediği
şeyleri, başkalarına yapmamalıdır.



Gaben-i fâhiş



Sarraflıkta piyasadaki fiyatların en yükseğinden % 2,5 ve daha fazlası
kadar yüksek fiyatla [altın ve gümüş] satın alarak aldanmaya Gaben-i
fâhiş [çok aldanmak] denir. Bu miktar, hayvandan başka menkûl mallar
için % 5, hayvan için %10, binâ için % 20'dir. Bu miktarlardan az olan
aldanmaya Gaben-i yesîr [az aldanmak] denir. Meselâ satıcı, (Bu mala şu
kadar lira veren oldu) diye satsa, piyasadaki en yüksek değerinden
fâhiş aldanma kadar fazla olduğu ve başkasının o kadar vermediği
anlaşılsa, müşteri alış-verişi feshedebilir. (Mecelle Şerhi)



Sıkışık durumda olanlara, yiyecek içecek, giyecek ve barınacak şeyler
için fâhiş fiyatla mal satmak harâmdır. Nafakasını temîn etmek için
herhangi bir şeyini satmak zorunda kalan fakirin sattığını, gâben-i
fâhişle ucuz almak da harâmdır. (Bey ve Şir'a risâlesi)



Bir malı peşin ucuz, veresiye pahalı satmak câizdir. Vâde farkı istemek
ise câiz değildir. Vâdeli satışla, vâde farkı ayrı şeylerdir. Meselâ 3
milyon liralık malı, ihsân ederek, 2 milyon liraya satmak câiz olduğu
gibi, vâdeli veya vâdesiz olarak 5 milyon liraya satmak da câizdir.
Fakat vâdesi dolduktan sonra, ödenemiyen aylar için vâde farkı almak
câiz olmaz. Ancak müşteri borcunu verinceye kadar, paranın değeri
düşse, malın satıcı tarafından satıldığı gündeki değeri istenebilir.
Diyelim ki, satılan mal karşılığı olan 2 milyon lira ile o zaman bir
altın lira alınabildiği hâlde, şimdi paranın değeri düştüğü için aynı
kıymette altın alınamıyorsa, meselâ bir altın 4 milyon lira olmuşsa,
müşteriden bir altın veya o değerde para istemek câiz olur. Böyle
yapmakla vâde farkı alınmamış, satılan malın değeri istenmiş olur.
Satıcı zarara uğramadığı gibi, müşteri de fazla para ödememiş olur. Bu,
İmâm-ı Ebû Yûsüf'ün kavlidir. Fetvâ da böyledir. (R. Muhtâr)



Ticarette ihsan



Soru: Ticarette ihsân ne demektir?



Cevap: Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde buyuruyor ki: (Allahü teâlânın rahmeti, ihsân edenlere elbette çok yakındır.)



Ticarette adaletle hareket edenler, kendi sermayelerini kurtarmış olur.
Fakat kâr, ihsân edenleredir. Aklı olan, âhıret kârını hiç kaçırır mı?
İhsân, emredilmiyen iyiliği yapmaktır. Îsâr, muhtaç olduğu bir şeyi
almayıp, muhtaç olan din kardeşine bırakmaktır. Îsâr, makbûl bir
iyiliktir.



Ticarette ihsân altı türlü elde edilir:



1- Müşteri, piyasayı bilmediği için veya malı beğendiği için yahut bu
mala fazla ihtiyâcı olduğu için, çok kâr vermeğe razı olsa bile çok kâr
istememelidir. Yüksek fiyatla satıp, bir kimseyi aldatmamalıdır.
Piyasada on liraya satılmakta olan bir malı, on bir liradan yukarıya
satın almak gaben-i fahiş ile aldanmaktır. Yalan söylemekle çok
aldatılan bir müşteri satıştan vazgeçebilir.



Alış verişte malın kusurunu gizlemek ve hile yapmak gibi hususlar, zulüm sayılır. Hadîs-i Şerîfte buyuruldu ki:



(Teslim olan, ya'nî satıcıya itimat eden kimseden fazla para almak harâmdır.)



2- Fakirin malını fazla para ile almalıdır. Meselâ dul kadınların
iğirdiği ipliğine, çocukların sattığı meyvelere çok para vermelidir. Bu
sûretle çalışanlara yardım etmek, sadaka vermekten daha sevâptır. Böyle
yapanlar Peygamber aleyhisselâmın duâsını mazhar olurlar. Hadîs-i
Şerîfte buyuruldu ki:



(Alış-verişte kolaylık gösterenlere Allahü teâlâ merhamet eylesin!)



Fakat zenginden mal alırken aldanmak sevâp değildir. Malı zayi etmektir. Pazarlık edip ucuza almalıdır.



3- Fiyatta ikram etmeli. Peşin verdiği fiyatla veresiye vermelidir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:



(Alış-verişte kolaylık gösterenlere, Allahü teâlâ her şinde kolaylık gösterir.)



İhsânın en büyüğü, en kıymetlisi fakirlere veresiye vermektir. Malı
olup da zarar ile satmadıkça, ödeyemiyecek bir halde olanların
ödemesine zaman vermek ihsândır ve büyük sadakadır. Hadîs-i şerîfte
buyuruldu ki: (Kıyâmette bir kimseyi hesaba çekerler ki, çok günâh
işlemiş, hiç iyilik yapmamış. Derler ki:



- Sen dünyada hiç iyilik yapmadın mı?



- Hayır, yalnız çırağıma dedim ki, (Fakir olan borçluları sıkıştırma!
Ne zaman ellerine geçerse, o zaman vermelerini söyle! İstediklerini
yine ver, boş çevirme!)



Allahü teâlâ buyurur ki:



- Ey kulum, bugün sen fakîr, muhtaçsın. Sen dünyada benim kullarıma acıdığın gibi, bugün biz de sana acırız.



Ve o kulu affeder.)



4- Borç ödemekte ihsân, istemeğe vakit bırakmadan önce vermektir. Hadîs-i Şerîfte buyurulduki:



(En iyiniz, borcunu iyi ödeyendir.)



(Ödünç alan kimse, iyice ödemeği niyyet ederse, borcunu ödemesi için, melekler ona duâ eder.)



Bir kimse, malı olduğu halde, borcunu ödemeği bir saat geciktirirse zalim ve âsî olur. Her an la'net altında bulunur.



5- Alış-veriş ettiği kimse pişman olursa, yapılan satışı geri
çevirmelidir. Yapılan satışı geri çevirmek vâcib değildir. Fakat çok
sevâptır ve ihsân etmektir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:



(Bir kimse, [karşısındaki pişman olunca] alış verişi fesheder, geri alırsa, Allahü teâlâ onun günâhlarını affeder.)



6- Fakîrlere veresiye verip, parası olmayandan, istememeği niyyet
etmektir. Fakîrler için defter tutmayan, bir şey getirirse alıp
getirmeyenden ise birşey istemiyen eski sâlih tüccarlar gibi olmaya
çalışmalıdır.



Alış-verişte yemin



Soru: Bir malı beğendirmek gayesiyle yemîn etmekte mahzûr var mıdır?



Cevap: Doğru da olsa, alış-veriş yaparken yemîn etmemelidir! Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:



(Malını, yemîn ederek beğendirene kıyâmette merhamet edilmiyecektir.) [Müslim]



(Alış-verişte "Vallahi böyle, billâhi öyle değildir" diye yemîn
edenlere ve san'atkardan, "Yarın gel, öbür gün gel" diye sözünde
durmayanlara yazıklar olsun!) [Deylemî]



(Yalan yemîn ile mal çok satılsa da böyle kazancın bereketi olmaz.) [Buhârî]



(Alıcı ile satıcı birbirine doğru söyleyip, nasîhat edince, kazançları
bereketli olur, malın kusurunu gizleyip, yalan söyledikleri zaman bu
bereket kalkar.) [Buhârî]



(Satılan bir şeyin kusurunu gizlemek helâl değildir.) [Hâkim]



(Bir zaman gelecek ki, insanlar, yalnız malın, paranın gelmesini düşünüp, helâlini, haramını düşünmiyeceklerdir.) [R. Nâsıhîn]



Malını müşteriye gösterirken tüccarın Allah demesi, Kelime-i tevhîd
okuması günahtır. Bunları para kazanmaya âlet etmek olur. (İhtiyâr)



İhtiyâr kitabındaki bu ifâdeden, müşteri çekmek gâyesiyle dükkânına
dinî levhalar asmak da, dini ticarete âlet etmek olacağı
anlaşılmaktadır. Hele dinden îmândan habersiz kimselerin bu hareketi,
din istismârı olur.



Akıllı olan, âhıretin sonsuz kazancını dünyanın geçici kârı ile
değiştirmez. Bütün iyiliklerin, dinin emirlerine uymak ve yerine
getirmekte olduğunu bilir.



Kuyumcuların bilmesi gerekenler



Soru: Buradaki ba'zı kimseler, altının veresiye satılamıyacağını, altın
değiştirilirken de ayar farkı gözetilmiyeceğini söylüyorlar. Bu husûs,
kuyumcular kadar altın alan kimseleri de ilgilendirmektedir. Harama
düşmeden kuyumculuk nasıl yapılır?



Cevap: Alışveriş ilmini bilmiyen haram işler. Helâl kazanan kimse,
dinin emrine uymazsa, haram yiyebilir. Sarrafların ve bunlardan
alışveriş yapanların bilmesi gereken husûslar şunlardır:



1- Altın, altın ile değiştirilirken, birinin ağırlığı biraz fazla
olursa haram olur. Meselâ 7.2 gram ağırlığındaki Reşad altını verip
bunun yerine 7 veya 8 gram bilezik almak haram olur. Ağırlıklarının
eşit olması lâzımdır.



2- Altını altına satarken, ağırlıkları aynı olsa bile biri veresiye
olursa yine haram olur. Meselâ kuyumcuya, bir Hamid lira verilip yerine
bir adet Elgazi istenilse, kuyumcu da, şimdi Elgazi yok, yarın vereyim
dese haram olur.



3- Altında ayar farkı nazarı i'tibara alınmaz. Meselâ on gram 24 ayar
altın ile on gram 14 ayar altın değişirse, iki taraftan biri, fazla bir
şey alırsa, haram olur.



4- Hurda altın, işlenmiş altın, antika altın, birbiri ile değişirken
eşit ağırlıkta olması lâzımdır. Meselâ Hamid verip de yerine Reşad
alınsa, için ayrıca bir şey almak haramdır. [Bu bilgiler, Dürer,
Hindiyye, R. Muhtar ve Erba'în-i Selmânî kitaplarından alınmıştır.]



Yukarıda bildirilen haramlara düşmemenin yolu kolaydır.



1- Hurda altın getirip yerine işlenmiş altın almak isteyen, önce hurda
altınlarını kâğıt para ile satar. İşlenmiş altınları da kağıt para
karşılığı satIn alırsa hiç mahzûru olmaz.



2- Altını, altın karşılığı değil de, kâğıt para veya başka mal
karşılığı veresiye satmakta da hiç mahzûr yoktur. Meselâ kuyumcudan bir
Reşad altın veresiye bir ton oduna satılabilir. Altın ve gümüş olmıyan
madenî veya kâğıt paralarla da veresiye satmak câizdir.




























































3- Altını veya herhangi bir malı veresiye pahalı satmak câizdir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.haylazlar.catsboard.com
Mavi_Kiyamet
Süper Moderatör
Süper Moderatör
Mavi_Kiyamet


Kadın Mesaj Sayısı : 1054
Yaş : 33
Nerden : IsViCrE yani(CeheNNeMMdeN)
İş/Hobiler : Basketbol oYnamaq,$iir YazmaK
Lakap : Cadiii
Ruh Haliniz : Dinimizde Kâr Haddi. Aciliua7
Takımı : Dinimizde Kâr Haddi. Galata101tc5
Kayıt tarihi : 16/09/08

Dinimizde Kâr Haddi. Empty
MesajKonu: Geri: Dinimizde Kâr Haddi.   Dinimizde Kâr Haddi. EmptyPaz Ekim 26, 2008 8:50 am

tesekkürler
baya uzunmus haa
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Dinimizde Kâr Haddi.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Sustuk - En Geniş Kapsamlı Forum Sitesi | 2011'den ∞'a :: Diğer Bölümler :: Dinimiz İslam-
Buraya geçin: